15 Aralık 2017 Cuma

MAHALLE –V- Bakkal

         
        
Oteller,  Hotel- lokantalar, Restoran ya da Bistro- pastaneler, Patisleri- simitçi fırınları, Unlu mamuller- dükkânlar, Butik- mağazalar, Galeri- bakkallar, Market olmadan evvelki yıllardı: Mahallenin değişmez bir ögesi de bakkaldı.
Zaten söylemde adı “mahalle bakkalı” olarak geçen bu işletme(!)  vadesiz ve faizsiz kredi açmak, kiralık ev veya kiracı bulmak, anahtar bırakılmak, adres tarif etmek, adresinde bulunamayanların postalarını teslim almak, erkeksiz evlerin tavuğunu kesmek ve benzeri sayılamayacak kadar işlemi fi-sebil ilah (Allah Rızası için) kabullenmiştir.    
O bakkallar bu gün gördüklerinizden çok farklıdır. Mevsim yaz ise, kapı önünde iki kasa gazoz, üzerinde büyük bir kar parçası. Buzdolabı mı?  O da ne?  Yanında kavun karpuz yığını. Bir sandık domates, kuru soğan, patates…  Kış ise bir çuval kestane, bir sandık portakal.  Kapı pervazına asılmış bir hevenk kuru Amasya Bamyası, yanında süpürgeler, urgan çileleri. Tahta fırçası ve ya Nazike Hanım Badana Fırçası alacaksanız onlar içeride.
İçeri girilince, bir sıra dizili çuvallar. Üst kenarları dışa doğru kıvrılarak simit gibi sarılmış, mal azaldıkça kıvrımı büyüyüp boyu kısalmış, çeşit yükseklikte; nohut, fasulye, bulgur, çuvalları.  Arkasında yerden bir metre yüksekte duvara çakılı camlı dolap-raflar. Ki, yıkanmadan yenilecek toz, kesme şeker, tuz, un, nişasta, pirinç, mercimek ve hoşaflıkların sunulduğu; kırk beş derece meyilli, kahverengi boyalı çerçeveli, camlı kapağı kaldırılıp altına bir çıta dayatıldığında yan yana dört beş gözü birden açılan tek mobilya.  Müşterek kürek birinden alınıp ötekine sokularak istenilen çeşit, eski gazeteden yapılmış kese kâğıdına konur, tartılır, kapak kapatılır. (Bu kese kâğıtları evin çocuklarınca okunan gazetelerden hamurla yapıştırmak sureti ile yapılarak bakkala satılır ve harçlık karşılanır.)  Üzerindeki dar raflarda; Soluk kırmızı baskılı, beyaz patiska torbasında Çapa Marka Pirinç Unu, paketli İnhisar Tuzu, Atlı Kola, Öküz baş Çivit, kibrit, sigara çay kutuları. (Çivit, deterjansız dünyanın beyaz çamaşırlarına hafif mavi bir renk vererek, daha temiz gösteren, tebeşir görünümlü bir katkı maddesi idi.) Mavi kâğıt ambalajları içerisinde;  bir- iki - üç numara kalibreli düdük makarna(Ankara Makarna) paketleri. Tek tip kavanozlar içerinde şekerleme çeşitleri, çikolatin, kuru yemişler.  Tavana asılı mavi güllaç paketleri.  Karşı duvarın dibinde sıvı yağ tenekeleri. Yanında iki-bir-yarım-çeyrek litrelerin durduğu yağadı tutmuş emaye leğen. Hemen yanındaki sandıkta kil topakları.   (Çamaşır kaynatılırken kazana atılan bir nevi temizleyici toprak.)  Üstündeki rafta dikdörtgen prizma, küçük çuvallarda beyaz, yeşil, sarı sabun kalıpları. Arap Sabunu tenekesi aşağılarda bir yerde.
Öbür köşede ekmek sandığı. Kapalı kapağının üzerinde bir bıçak, kesilmiş yarım,  çeyrek ekmekler. Ve her kesme işleminde bir tane daha eklenerek oluşmuş binlerce çentik...  
Karşı duvarda küçük bir pencere-dolap.  İçerisinde; dosya kâğıdı (A dört), renkli elişi kâğıtları, sarı, saman tabaka, kaymak tabaka, tek çizgi, çift çizgi okul defterleri, toz mürekkep paketleri, dökülmez hokka, divit, uç, Filli silgi,  Nur marka kuşun kalem, silgili kalem. (Silgili kalemin silgisi pek işe yaramaz, derste dalga geçilirken ağızda emilir, ısırılır, silgisi kopar. Bir süre sarı metal bağlantısı ısırmaya devam edilerek önce kare prizma sonra yassı bir hale getirilir sonunda kopar ve silgisiz kalem olur.) Bu dolapta birde “Kamış” vardır.  Artık yazılamayacak kadar küçülmüş kalemleri, iki kesiği bulunan açık tarafına sokar, metal yüksüğü ile sıkıştırırsınız. Kaleminizi bir santim kalana kadar kullanma imkânı sağlayan bir aparat... Tabii ki, birkaç renk uçurtma kâğıdı.
Aynı boydaki bitişik pencere-dolap biraz tuhafiyeci, biraz da çerçidir. İçeresinde; Siyah, beyaz Tüfekli makara, uçurtma ipi çilesi, çıtçıt, agraf, raptiye, jilet, diş macunu, renkli ipek kurdeleler, iki makara don lastiği; koton ve ipek lastik, toplu, kilitli, dikiş iğneleri, gaz lambası fitili. Birkaç küçük kavanoz renkli boncuk ki ölçü birimi yüksüktür. Bebek emziği vs. Üstündeki rafta gaz lambası ve idare lambası bacası (şişesi), bazen lambası da… Arkada, gıdalardan uzak bir yerde yatay yüzü açılmış yağ tenekesi, içinde gazyağı ve litre ölçüsü.
Dinî bayramlarda bir köşede oyuncak standı açılır. En popüler çeşit bebek ve mantar tabancasıdır. Tabancaya para yetmezse sadece mantar da olur; topukla ezerek patlatırsınız.
Yanındaki duvarda mukavva üzerine yapıştırılmış, küçücük selofan keselerde damla sakızı. İçinde yarım tavla zarı boyutunda mumu ile. (Sakın mumun tamamını katmayınız.  Hem fazla yumuşak olup dişe yapışır hem de sakız çubuk çürür.) Neden sonra Golden,  Mabel ve Arap Zambo çikletleri çıkacaktır.
Ön yüz dışarı bakan camekân vitrindir.  İçerden sürmeli camlı, zemini bazen mermer döşeli; Kaşar peyniri, helva, Ankara helvası, bol içyağlı kavurma bloğu, bir tava yoğurt,  mevsim kış ise tereyağın bulunduğu mahal.  Bu kesimdeki çeşidin satımında yağlı kâğıtla ambalaj yapılır. Margarini o yıllar bilmiyorduk.
Ortada tezgâh; üzerinde biri küçük biri büyük iki terazi. Parlak sarı gramlar, siyah döküm kilolar. Her şeyin kesildiği tahta saplı koca bıçak ve bunu temizleyen rengi kaçmış bir bez.  Yanda alt köşeleri kirlenip kıvrılmış, büyük veresiye defteri, üzerinde ucu duvardaki çiviye ip ile bağlanmış “Sabit kalem”.  Veresiye satışlar anında, hem bu deftere hem de yanınızda bulundurmak zorunda olduğunuz “Güzel Ankara Defteri”ne kaydedilir. Tezgâh önünde de bir dizi cam kapaklı bisküvi tenekesi.  Kare, yuvarlak uzun, pötibör bisküvi çeşitleri.  Ancak anî misafir geldiğinde, ateşli hastalıklarda ve çocuk maması olarak yüz- iki yüz gram alınıp küçük, kraft kese kâğıtlarına konulurlar.  Yemiş ve saire eski defter yapraklarından yapılmış fişeklere, sıvı yağlar beraberinizde getirdiğiniz şişelere, kuru mallar yine getireceğiniz bez torbalara konulur.  Öyle, atılacak ambalaj malzemesi yoktur.  Ve bunu yapacak savurgan insanlar da. “Her şey var da yumurta yok mu?” diyeceksiniz. Bakkal yumurta satmaz. Herkesin evinde kendi tavuğu vardır. Yumurta oradan temin edilir. Tavuğu olmayanın komşusunda vardır. Zaten yumurta sadece yazın olur. Ya kışın? Her evin kendi ölçüsünde bir kileri vardır. Kışlık yumurta orada, kepek içerisinde veya başka metotlarla kış için saklamaya alınmıştır. Bir kıtlık, fevkalade hal olsa kimse aç kalmaz. O kiler bir süre evi idare eder. Üstelik Allah komşuları eksik etmesin…
Bizler bilmeden atık bırakmaz, şimdi keşif gibi takdime çalışılan, geri dönüşümlü yaşamı, doğal olarak yapar her şeyi yeniden değerlendirirdik.  Yemek artıkları bahçedeki tavuklara, kavun, karpuz kabukları komşunun ineğine, mısır koçanı ve portakal kabukları soba tutuşturmağa ayrılır evlerimizden hemen hiç çöp çıkmazdı.  Çevreye verdiğimiz tek zarar duvar dışına uzamış ağaçların olmamış meyvelerini çalarken kırdığımız dallar ve kıra gidildiğinde, bütün tembihlere rağmen, içine zevk ile işediğimiz derelerdi. Hepsi de zamanın deriliklerinde yitip gittiler. Belleğimi zorluyorum, birlikte beş duyumu da...
Ne bahçeden kopartılan, sıcak domatesteki kokuyu bulabiliyorum, ne komşunun bahçe duvarından taşan ham erikteki tadı…    Bakkaldan alınmış yoğurdun yolda tırtıkladığım kaymağının lezzetini… Yenme ve yenilmedeki hazzı, ne de duygularımı ifade edebilecek sözcükleri...
Mahallemi arıyorum.  Eski dostlukları arıyorum. Değnekten atımı arıyorum. Akşamları bahçe kapısının demirine bağladığım değnekten atımı...


BENİM KUŞAĞIM ; “ devamı gelecek sayıda”,  “arkası yarın”, “devam edecek” GİBİ SAYFA SONU NOTLARA ALIŞIKTIR.  BEŞ YAZIMDIR SİZLERİ BU TERTİBE MECBUR BIRAKTIM. AMA NAKLETMEK İSTEDİĞİM, ARTIK YİTİRDİĞİMİZ VE BİR BÜTÜTNLÜK ARZ EDEN MEFHUMLARI DAHA KISA YAZMAK OLANAKSIZDI.  GÜNÜMÜZDE MODA OLDUĞU ÜZERE; “Çevreye verdiğim rahatsızlık içim özür dilerim.”
YAZILARIMI SABIRLA OKUYAN, BEĞENİ VE YORUMLARDA BULUNAN, PAYLAŞAN TÜM FB DOSTLARIMA BİR KEZ DAHA ŞÜKRANLARIMI VE SAYGILARIMI SUNUYORUM. LÜTFEN KABUL EDİNİZ.  (Y.B.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

                                                                              CEMİL  BUBİK                                                  ...