19 Mayıs 2019 Pazar

19 MAYIS

19 MAYIS



Bu gün 19 Mayıs. Gençlik ve Spor Bayramı. Bir süre evvel resmi adına “Atatürk’ü anma”  ifadesi de eklendi.
Benim kuşağım 19 Mayıs’ın coşku ile kutlandığı dönemlerde gençlikti. Okullarda günlerce öncesinden yürüyüş ve spor (jimnastik) hareketleri provaları ve gösteriler stadyumlarda yapılırdı. Tabii iller ve hatta ilçelerdeki statların isimleri “Atatürk Stadyumu” ismini taşırdı.
Erkek çocuklar atlet ve şortla katıldıkları için senenin ilk kuvvetli güneşi ile kol ve omuz yanıkları ile tamamlardı günü. Kızlar ise ya beyaz mini etek veya beyaz, siyah kısa şortlar, beyaz çoraplar giyerlerdi. En mutaassıp çevrelerde bile kız çocuklarının şortları tulum şeklinde olurdu.  Gösterilerin en sonunda mutlaka mahalli kıyafetlerle halkoyunları gösterileri yer alırdı.
Askeri okulların bulunduğu illerde,  onların iştiraki ile gösteriler çok renkli olurdu.  Bursa’da Işıklar Askeri Lisesi’nin gösterilerini heyecan ve gururla izlerdik.
1957 yılında İstanbul’da,  Dolmabahçe Stadında izleme şansına sahip olduğun 19 Mayıs Töreninde Deniz Harp Okulu’nun gösterileri çok etkilemişti beni. Özellikle boru trampet takımının hücum marşı ile öğrencilerin alana girişi, kıyafetleri, yaptıkları insan kuleleri muhteşemdi. Hele önümdeki sırada oturan çok sayıdaki ve çok çeşitli milletlerin üniformalı subayları ( İstanbul’da, bir NATO toplantısı vardı) bayrak takımları geçerken ayağa fırlayıp bayraklarımızı selamladıkça gözyaşlarımı tutamamıştım.
Sonra yıllar geçti aradan ne devirler gördük. Kız öğrencilerin kılıklarına müdahaleler oldu. Şortları pantolona çevrildiler, şalvara dönüştüler, törenler renk kaybetti, statlardan kapalı salonlara alındılar, neler, neler gördük. Devlet büyüklerinin hastalıkları(!) nedeni ile törenlere iştirak edemediklerine şahit olduk. Bu günün kutlanmasının yasaklandığını gördük.  
Bu yıl mutlulukla görüyoruz ki; 19 Mayıs Gençlik ve Atatürk’ü Anma Kutlamaları önem ve coşku ile kutlanıyor.  Kuruluşlar, kişiler sanal platformda birbirini kutluyorlar.
Tüm dostlarımın ve ulusumuzun bu bayramını kutluyorum efendim.
19 Mayıs törenleri ilk kez 1960 yılında iptal edilmişti. O yıl 23 Nisan törenlerinde rahmetli İsmet İnönü’ye törenlerde coşkun tezahürat yapılmıştı, hipodromdaki gösteride.  Kısa süre sonra 555K (gençliğin 5. Ayın, 5. Günü, saat 5’de Kızılay’da buluşalım parolası ile tertiplediği toplantı.) olayı ile iktidar partisi yöneticileri aleyhte tezahürata muhatap oldu. Hükümet iki hafta sonraki 19 Mayıs töreninden ve bu törende yine İsmet Paşa’ya yapılabilecek sevgi gösterilerinden ürkerek 19 Mayıs Gençlik Bayramı törenini iptal etti.
O akşam Meclis Başkanı Refik Koraltan İçtiği iki kadeh rakıda Atatürk’ü hatırlar.
“ Yahu bugün 19 Mayıs Mustafa Kemal Samsun’a çıkmıştı. Onu bir ziyaret etmem gerekli.”
Kendisi Milli Mücadele yıllarında Konya’da Kuvva-i milliye bünyesinde çalışmış, Birinci Dönem ve ardından uzun süre Millet Vekilliği yapmış, Atatürk’le yakın çalışma içeresinde bulunmuş ve 1950 yılında DP’nin dört kurucusundan biri olmuş bir politikacıdır. Narsist (kendini büyük görme hastalığı) karakteri ile tanınır.
Ankara’da sıkıyönetim vardır. Komutanlığa telefon eder, Anıtkabir’i ziyaret arzusunu bildirir ve gider. Lahittin karşısında şapkasını çıkartır, selam durur.
Sonrasını bir sütunun arkasındaki teğmen naklediyor.
Yüksek sesle;
 “ Karşında Koraltan duruyor, Atam, bak.
Hâlâ o eğilmez başı dimdiktir efendim.
Bir ses ver şanlı adından Atam, sana geldim.”
Bir ses duyulur kubbeden;
“Hasstir efendim.”*

Rahmetli Atatürk nazik insandı. Sağlığında bu ifadeyi  “efendim” siz kullanmazmış. 

*( Bu beyit çeşitli kaynaklarda kullanılmış ve Murat Bardakçı Neyzen Tevfik’e izafe etmiştir.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

                                                                              CEMİL  BUBİK                                                  ...