4 Ekim 2017 Çarşamba

CERRAH


Cerrah kelimesi dilimize Arapça “cerh” = yaralama kökünden girmiş. İrin karşılığı olan cerahat, yarayı yaran, kesen, ameliyat eden tabiplere “cerrah” denilmesi de hep aynı köke dayanıyor. Diş çeken, hacamat vuran, yaralara müdahale eden halk doktorlarına cerrah denildiği gibi, tıp tahsili görüp ameliyatları yapan doktorlara da cerrah denilmiş çok uzun yıllar. Tahsilli, gerçek cerrahlar nedense bu birlikte söylenişten hiç rahatsız olmamışlar.  Ta ki, 1889 yılına değin.
Askeri Tıbbiyeyi bitirip ihtisas için Fransa’ya gönderilen ve üç yıllık öğrenimini tamamlayan Cemil Bey dönüşünde Serasker Kapısı’na  (Harbiye Bakanlığı)  gider. Sıhhiye Reisi Paşa, kendisini Haydarpaşa Askeri Hastanesi’ne Ser Cerrah (Baş Cerrah) olarak atadığını söyler. Cemil Bey, paşa babasının da arkadaşı olan Sağlık Dairesi Başkanına;
“Paşa hazretleri, cerrah tahsilli olmayan, alaylı hekimlere, köylerde sülük çekenlere de deniliyor. İzninizle cerrah demeyelim. Beni Fransızca karşılığı “Chirugien” sıfatı ile atayınız.”  Ricasında bulunur. Paşa, bu kelimenin çok zor telaffuz edildiğini, yanlış anlamalara yol açacağını savunur. Sonunda yine Fransızca operasyon yapan, ameliyat eden karşılığı olan Operatör sözcüğünü bulurlar. Cemil Beyin “Ser Operatör” sıfatı ile tayin kararı yazılır, ertesi gün işe başlaması emredilir.
O sıralarda bir iş takibi için Serasker Kapısında bulunan hastane Kapı Çuhadar’ı acele Baş Tabip Mehmet Paşa’ya koşar. Ertesi sabah hastaneye Operatör adlı bir Fransız paşasının teftişe geleceği haberini getirir. Bütün gece hastane temizlenir, bahçeler yıkanır, dış kapıdan itibaren yol halıları serilir, askeri bando ve merasim kıtası kapı dışında yerini alır.
Beklenen yabancı paşa ve yanındakiler bir türlü gelmezler. Hazırlıkları gözden geçirip odasına dönen Mehmet Paşa’ya kendisini bir yüzbaşının beklediğini söylerler. Kabul eder, elindeki zarfı açar. İçinde “Kolağası Cemil Efendi’nin Ser Operatör sıfatıyla tayin olunduğuna” dair yazı vardır.
Böylece bu terim literatürümüze girmiş olur. İhtisas dalının isim babası Cemil Bey (Cemil Topuzlu Paşa);  Paşalığa kadar yükselir, yıllarca Tıp Fakültesinde hocalık yapar, Dekan olur,  birçok yeni ameliyat tekniklerini geliştirir, iki defa İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) görevini üslenir. Belediye teşkilatını ve zabıtasını modern yapıya kavuşturur, Gülhane Parkı ve çok sayıda bulvar onun eseridir. Damat Ferit Paşa Kabinesinde Nafıa Nazırlığı yapar. Bugün İstanbul’da Harbiye Açık Hava Tiyatrosu, bir cadde ve civarı onun adını taşımaktadır.
Günümüzde özel makinelerini kullanarak birçok işleri yapan kimselere, telefon, telsiz santralını kullananlara, birçok konunun teknisyenine de operatör denmesinden Doktor Operatörler nedense hiç rahatsız olmamakta!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

                                                                              CEMİL  BUBİK                                                  ...